Icimdeki Dusman - Teşekkür
Sevgili deniz ve dalış tutkunu arkadaşlarım,
Yaklaşık bir yılı aşkın bir zamandır üzerinde çalıştığımız filmimiz nihayet tamamlandı. Sayın Yıldırım ailesi ile ve rahmetli Ozan’ın dalış arkadaşları ile yaptığımız röportaj çekimleri, birinci yıldönümü anma toplantısı çekimleri, fidan dikme töreni, İstanbul dalış acilleri sempozyumu çekimleri bu sabırlı yürüyüşün adımları oldular. Sıra, beni kaygılandıran sualtı çekimlerine geldiğinde ise Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Cengiz Metin ve Yrd. Doç. Dr. Ali Ulaş hocalar tüm ekipmanı temin edip, “biz varız, artık kaygılanma” dediler. Bu da yetmezmiş gibi serbest dalışta becerileri tartışılmaz Sabri Kılıç’ı da alıp geldiler. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Sualtı avcılığına bilimselliği ve etik’i getirmenin uğraşı içindeki usta Jak Boeno ile bitmez enerjisini her an bizlere de sirayet ettiren sayın Savaş Karakaş kamera önü gereklerini fedakarlık derecesinde yerine getirdiler. Minnet sözcüğü bu durumlar için icad edilmiş olsa gerek! Sözün burasında sayın Banu Acar’a da teşekkür ediyorum. Çekimler için ikinci bir bot gerektiğinde, Baskın Avcı’sını Hızır gibi yetiştiren Tuncer Ergün ve Oktay Uzdiyem’e de gönül dolusu teşekkür ediyorum. Konuklarımıza çekim aralarında İzmirli misafirperverliğini yaşatan sualtı avcısı arkadaşlarımıza sevgili Cüneyt Akay ve Mustafa Paker’in şahsında teşekkür ederim. Psikolojik yönden ağır olacağı baştan beri belli olan canlandırma çekimlerinin yükünü en çok sevgili Ozan’ın son dalışında ortağı olan Bahadır ve Ozan’ı canlandıran kuzeni Onur Doğan çektiler. Böyle yüreklice duruşlara yaşamda nadiren tanık olursunuz. Ozan ve Okan’ın çocukluğunu canlandıran Ata Barış ve Ahmet Can’a da bir kez daha sevgilerimi iletiyorum. Ayrıca, işbirliği ve dayanışmanın en güzel örneklerini sergileyen; Demir Demirkan’a, Egemen Yıldırımcan’a, Yener Çeltikçi’ye, Mutlu Payaslıoğlu’na ve Caner Candemir’e teşekkür ediyorum. Bu projede bizi hiç yalnız bırakmayan meslektaşlarım Onur Akşit’e, Nazım Ankaralıgil’e, Eda Er’e, Cem Güzeloğlu’na verdikleri destekler için teşekkür ediyorum. Yürüttüğü bilimsel araştırma projesinin imkânlarını önümüze seren Prof. Dr. Zafer Özden’e teşekkür ediyorum. Bir büyük teşekkür de sevgili öğrencilerime ve dostlarıma borcumdur. Sevgili görüntü yönetmenimiz ve kurgu editörümüz Ümit Aydoğan, yönetmen yardımcılarımız Hülya Arslaner ve Ömer Genç, kameramanımız Mert Altınbaş, set fotoğrafçımız Sadık Çeki, set videomuzu çeken Muzaffer Cansevdi, ses ekibinden Rafet Baran ve Nail Hıncal, kamera ve ışık asistanlarımız İsmail Tur, Hakan Arslan ve diğerleri… Tümü de kararlı, bilgili ve cesurdular. Umarım sizin de ilerde en az sizler kadar vefalı ve çalışkan asistanlarınız olur! Sözün burasında, tutku ve hedeflerime ortak olan sevgili hayat arkadaşım Zeliha Silleli Ünal’a da şükran ve sevgilerimi sunuyorum. En büyük iki teşekkürü ise sona bıraktım. “Başka Ozanlar’ın kaybedilmesini önlemede bir işe yaracaksa, bu filmi çekin!” diyerek zor ve cesur bir karara imza atan Yıldırım ailesine tüm sualtı camiası adına teşekkür ediyorum. Ve Sevgili OZAN! Bu kadere hem itiraz edip hem de herkes gibi boyun eğsem de, aklımızla ve yaşananlardan ders çıkarabilme yeteneğimizle başka kaza ihtimallerini azaltabileceğimize inanıyorum. Bu belgesel onun eseri olan zıpkıncı.com'un yarattığı işbirliği havası içinde ve ona yönelik vefa duygularıyla şekillendi. Teşekkür ederiz, ışıklar içinde uyu! Yaptığımız işin insan hayatıyla doğrudan ilgili bir çalışma olduğunu söylemek isterim. Bu belgesel; esasen kendini tanımak, sınırlarını bilmek ve etikle ilgilidir. Katılıp yalnız bırakmadığınız için sizlere de çok teşekkür ederim. Forum üyelerimizden sevgili Murat Özışıkoğlu şöyle diyordu bir şiirinde: Deniz, benim için annemdir! Saçlarım suyun içinde bir oraya bir buraya savrulurken, Annemin saçımı okşayışıdır.” Ne denizsiz ne de sevgisiz kalmayın. Murat Ünal
< /marquee>